Güncelleme:
05.03.2007
             

 

Site içi arama


google'da ara
antikapitalist'te ara


ODTÜ gündemi

Ozan Ersan

ODTÜ' de soruşturmalar

Bir süredir üniversitelerdeki solcu öğrencilere karşı YÖK ve rektörlükler tarafından uygulanan baskı arttı. Muhalif öğrencilere, pek çok sebep bahane edilerek, okuldan atma da dahil olmak üzere çok ciddi cezalar verildi, verilmeye devam ediyor.

YÖK ve rektörlüklerin bu saldırısı ODTÜ'de de yaşanmaktadır. Geçtiğimiz haziran ayında yaşanan İşçi Partisi gerginliğini ana bahane olarak kullanan rektörlük, 32 arkadaşımıza soruşturma açtı. Olay yerinde bile olmayan üç arkadaşımız hakkında da soruşturma açılmış olması bu soruşturmaların keyfiliğini ve saldırganlığın düzeyini bir kez daha gözler ortaya koymaktadır. Ayrıca açılan soruşturmaların içeriği de gittikçe pervasızlaşmaktadır. Bir arkadaşımızın bildiri dağıttığı gerekçesiyle soruşturmaya uğraması en meşru haklarımıza bile saldırıldığını gösteri-yor. Bu durum, ODTÜ'deki klasik soruşturma mazeretleri açısından yeni bir boyuttur.

Soruşturmalardaki asıl hedefin sol muhalefeti bitirmek olduğunu bildiğimizden ve ayrıca soruşturma açılan arkadaşlarımıza destek olmak için okulda hepbirlikte, ‘Arkadaşıma Dokunma!’ adlı bir kampanya başlattık. Hedefimiz rektörlüğe 'biz buradayız' mesajı vermekti. Bunun için, genel olarak, "arkadaşımın yanındayım ve soruşturmaların geri çekil-mesini talep ediyorum" diyen bir dilekçeyi imzaya açtık. Ayrıca açtığımız masalardan 'arkadaşıma dokunma' kokartları dağıttık. Yaklaşık iki haftalık çalışmanın sonucunda okulda yürüyüş düzenleyerek bu imzaları rektörlüğe bıraktık. Yürüyüşe 250 kişi katıldı.
Soruşturmalar henüz sonuçlanmadı. Ancak biliyoruz ki, biz bu saldırıyı ve gelebilecek diğer saldırıları, bu kampanyada yaptığımız gibi (kısmen de olsa) birlikte hareket etme kabiliyetimizi pekiştirip güçlendirebilirsek, geri püskürtebiliriz.

Beyrut

Savaş karşıtı hareketin en güçlü olduğu üniversitelerden biri ODTÜ'ydü. Türkiye Sosyal Forumu'nu inşa sürecinde bu durumun, henüz eylemsellik ayağında olmasa bile, savaş karşıtı hissiyat anlamında devam ettiğini fark ettik. Özellikle İsrail'in son Lübnan saldırısı bu hissiyatın pekişmesinde etkili olmuştu. Bunu harekete geçirmemiz gerekliydi.
Yapılacak işlerin başında da çok yakın tarihte düzenlenecek olan ‘Direnişe Destek İçin Uluslararası Beyrut Buluşması’na katılmak vardı. Bu etkinliğe katılmanın iki önemli sebebi vardı. Birincisi (uluslararası medyadan, bölge ile ilgili yeterli ve gerçek bilgi edinemiyoruz) doğru veri ve bilgilere ulaşmak; ikincisi uluslararası savaş karşıtı hareket ile ODTÜ'nün bağını pekiştirmek. Buluşmaya Halkların Ortadoğu Projesi'nin (HOP) açık çağrısını yaptığı ve bir Türkiye delgasyonu olarak tasarlanan ortak otobüs ile katılınacaktı.

Gerek sınavlar gerekse maddi külfeti sebebiyle ODTÜ'den yalnızca ben bu buluşmaya katılabildim. Maddi külfetin ağırlığı da katılmış olduğum toplantıya yaraşır bir şekilde hafifletildi. Buluşmaya katılabilmek için gerekli paranın önemli kısmını okuldaki örgütlü ve örgütsüz pekçok arkadaştan dayanışma olarak topladık. Böylece bir kez daha dayanışma ruhuna güvenmenin boş bir iş olmadığını da görmüş olduk.

Beyrut buluşması sonrası, okula döndüğümüzde, izlenimleri ve taze haberleri paylaşabilmek için bölgede çekilen fotoğrafların da gösterildiği bir rapor toplantısı düzenledik. Toplantıya çoğu hazırlık öğrencisi yaklaşık 30 kişi katıldı. Nedenini kestiremediğim sebeplerden dolayı örgütlü arkadaşların katılımı çok sınırlı kaldı.

İzlenimleri paylaşıp bölgeye ilişkin soruları cevaplandırdıktan sonra asıl olarak bugun ne yapalıyız sorusuna değindik. Önümüzdeki yakın geleceğin hiç de barış dolu geçmeyeceği; aksine, eğer bir şeyler yapmazsak, çok ciddi kıyım ve katliamların bizleri beklediği konusunda ortaklaştık. Ayrıca savaş karşıtı birliğin yeniden yapılandırılması için olası bir 'yeni müdahaleyi' beklemek yerine, bugünden bu birliği inşa etmek için küçük de olsa toplantılar, seminerler, sergiler vb... düzenlemek gerektiğini konuştuk ve bunları düzenlemeye karar verdik.

Faşizme karşı mücadele

ODTÜ solu olarak, son günlerde tüm Türkiye'de ve özellikle Ankara'da yeniden hortlayan faşist saldırılar karşısında okulda ne yapacağımızı konuştuğumuz bir toplantı düzenledik. Tolantıya pek çok siyasi yapıdan arkadaşlar katıldı. Toplantıda ODTÜ'nün hala ‘sadece bizim’ alanımız olduğunu göstermek ve diğer okullardaki arkadaşlarımıza desteğimizi göndermek için okul içerisinde ‘faşizme geçit yok’ diyen bir yürüyüş ve basın açıklaması yapılmasına karar verdik. Katılımın maksimum olması için eylem duyurusunu yapmak için görev bölüşümü yaptık.

Öğrenci Sendikası

10 Aralık pazar günü Genel-İş Sendikası’nda, DİSK'in çağrısını yaptığı ve daha önceden İstanbul'da başlamış olan öğrenci sendikası GENÇ-SEN tartışmalarının bir ayağı olarak görülmesi gereken bir tartışma toplantısı düzenlendi. Ankara'daki neredeyse tüm devlet üniversitesi kampüslerinden gelen yaklaşık 60 kişi öğrenci sendikası konusunda görüşlerini belirtti. Ancak sürenin kısalığı ve tartışmanın çok boyutlu olması nedeniyle tartışmalar yeterli görülmedi. Böylece bu tartışmanın kampüslere taşınması ve buralarda daha detaylı toplantıların örgütlenmesi karara bağlandı ve bu işleri garantilemek için tüm kampüslerden bazı gönüllüler belirlendi. Bu tartışma toplantılarından sonra Ankara genelinde ortak bir forum düzenlenmesi de kararlaştırıldı.

Bu kapsamda bizler de çeşitli örgütlere mensup ODTÜ’lü arkadaşlarla okul toplantılarını örgütlemek üzere sorumluluk aldık.


sayfa başına dön


 
gazete arşivine git kütüphane