Güncelleme:
08.11.2006
             

 

Site içi arama


google'da ara
antikapitalist'te ara


Seattle’da Nasıl Kazandık:

Kaplumbağa Çocuklarla Liman İşçileri Elele

“Buraya şirketlerin değil bizim sesimizi duymaları için geldik. Ben Seattle’daki Boing fabrikasında çalışan bir işçiyim. Burası 80.000 kişinin çalıştığı kocaman bir fabrikadır. Bu dünyayı sürdürmek için fabrikada bizi tehdit eden insanlara güvenmiyorum. Eğer daha güzel bir doğa, gezegendeki bütün insanlar için bir gelecek istiyorsak, kendi yaşamımızı geri alarak buna başlayabiliriz. Bugün ise bu başlangıç yaşanıyor…”

Seattle’da Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ)’nün düzenlediği uluslarası toplantıyı protesto eden onbinlerce öfkeli insandan birisi olan Rocky Caldwell adlı işçi neden orada olduğunu bize böyle anlattı. Caldwell’in de aralarında olduğu göstericiler DTÖ toplantısını sekteye uğratarak tarihin bir sayfasını tekrar bizlere araladılar.

Birleşince kazanıyoruz

DTÖ Seattle kentini bu toplantı için merkez olarak seçerken mal varlığı az gelişmiş 48 ülkeden fazla olan dünyanın en zengin kişisi Microsoft’un sahibi Bill Gates’in kentini seçmişti. Burası aynı zananda dünyanın en büyük endüstri şirketi olan Boing’in de merkeziydi.

Patronlar için kararlar alacak olan bu kulüp, karşısında onbinlerce öfkeli işçi, binlerce öğrenci, doğasever ve diğer grupları buldu. Bu kitle, doğanın tahribatından ücretlerin kesilmesine, çocuk işçi çalıştırmaktan sendika hakkına kadar pek çok konuda taleplerle karşılarında duruyordu. Yolların göstericiler tarafından işgal edilmesi nedeniyle sabahki açılışa BM Sekreteri Kofi Annan’dan Türkiye’yi temsil eden Devlet Bakanı Tunca Toskay’a kadar pek çok temsilci katılamadılar. Öğleden sonra da toplantılar sokaklardan gelen baskısıyı hissederek yapıldı. Eylem akşamı protestocuların ortak bir fikir vardı, “Birleşirsek kazanmamız mümkün!”

Özgürlükler ülkesinde sıkıyönetim

Polisler protestoculara biber gazı, jop, plastik mermi ile karşılık verdi. Bu da yetmedi sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Özgürlükler ülkesi olduğu iddia edilen Amerika’da patronların çıkarları sarsıldığında devletinin demokrasi anlayışının ne olduğu da açıkça görüldü. Zaten Demokrat Parti’nin 1968 kongresinde de benzer bir olay yaşanmıştı. Kongreyi basan binlerce Vietnam Savaşı karşıtına polis acımasızca saldırdığında protestocular “bütün dünya izliyor.” diyerek bağırırmıştı. Bu barbarlığı anımsatmak için Sattle’da da aynı slogan atıldı.

Liman işçileri

Son dönemde ard arda başarılar kazanan Amerikan işçi sınıfı bu gösteriye aylar öncesinden hazırlanmaya başladı. AFL (Amerikan İşçi Fedarasyonu) üyesi 30.000 kişi hem gösterinin bel kemiğini oluşturdular hem de eylemin radikalleşmesinde anahtar rol oynadılar. Seattle Limanı çalışanları, başka şehirlerinden gelen binlerce Batı yakası liman işçisinin yaptığı gibi eyleme katılmak için iş bıraktılar.

Sendika liderleri işçileri diğer gruplardan ayrı tutarak kongre merkezinin uzağındaki sokaklardan yürütmeye çalışıyorlardı. Sıra liman işçilerine geldiğinde kitlenin içinden gelen “biz kongre merkezine yürüyeceğiz”, “kaplumbağa çoçuklara yardım etmeye gidelim” sesleri güçlenince kitle yönünü merkeze çevirdi ve onbinler buluşmuş oldu. Öğrenciler işçileri “Dayanışma! Dayanışma!” sloganları ile karşıladı.

Kapitalizme tepki

Çokuluslu şirketlerin çıkarları için toplanan bu temsilciler aslında Afrika’da açlıktan ölen insanlar için besin maddelerinin nasıl taşınacağını değil de kâr elde etmek için bizim ürettiklerimizin nasıl pazarlanacağını konuşuyorlardı. Doğal olarak kâr için bu derece hırsla çalışan sistem deniz kaplumbağalarını, amazon ormanlarını yok edecek, Hindistan ve Türkiye gibi ülkelerde çocuk işçilerin deli gibi çalıştırılmasına destek çıkacak, depremde insanların ölmesine sadece üzülecektir. Zaten böylesi ortak bir düşman bütün protestostocuları DTÖ’ye karşı, yani kapitalizme karşı birleştirdi.

Seattle ruhu

Kapitalizmin vahşetinden sıkıntı çeken milyonlarca insan bu eylemle umudun nerede olduğunu gördüler. Ortak düşmanı tanımladığımızda ve bunun için omuz omuza mücadele ettiğimizde kazanmamız önünde bir engel yok. “Kamplumbağaları öldürenleri protesto etmek için Seattle’a geldim. Eve döndüğümde bütün dünyayı tersdüz etmek için kararlıyım” diyen çevreciyle “bugün Seattle limanını DTÖ’ü protesto etmek için kapattık. Bize yaşamımızın ticarete bağlı olduğunu söylüyorlar ama ‘nasıl bir ticaret’ diye sormak lazım. Seçkinler değil normal insanlar bundan yararlanmalı” diyen liman işçisi, buluşulması gereken noktayı kendi açılarından anlatıyorlardı.

Gücün kimde olduğunu görmek çözümü de kolaylaştırıyor. Limanı kapatarak eyleme gelen liman işçileri yanında binlerce sağlık işçisi, demir-çelik işçileri, kamyon sürücüleri, belediye işçileri gücün nasıl kullanılabileceğini bizlere gösterdiler.

Bugün bu esinti her tarafta umudun yeşermesini sağlıyor. 7 Aralık’ta New York taşıma işçileri 12.000 üyesiyle eylem yaptıklarında “Seattle’ın ruhunu New York’a getirelim” diyerek neye ihtiyacımız olduğunu kavradıklarını gösteriyorlardı.

Bugün milyonlar televizyoyondan Seattle’ı izlerken, gazetelerinde okurken güzel bir dünya umudu kötü bir hayalet gibi patronların etrafında geziniyor. Bu hayaletin patronların kârı için işleyen kapitalist sistemi nasıl yok edeceğini 20. yüzyılın başında Alman devrimci Rosa Lüksemburg söylemişti: “Kapitalizmin zincirleri nerede üretiliyorsa orada parçalanmalıdır.”

Yeni İşçi Demokrasisi; Sayı 12; Ocak 2000

'Dünyada Durum' sayfasına dön
sayfa başına dön